21 Şubat 2015 Cumartesi

HİNDİSTAN'A YOLCULUK




Hindistan ya da resmi adıyla Hindistan Cumhuriyeti Güney Asya'da bulunan bir ülke olup dünyanın en büyük yedinci coğrafi alanı ve en büyük ikinci nüfusuna sahiptir ve dünyanın en büyük demokrasisidir.
Türkiye 'den Hindistan'a yolculuk için takibi de en mantıklısı uçak yolculuğudur.uçak ile yolculuk 9.5 saat sürmektedir.


HİNDİSTAN'DA GİDİLMESİ GEREKEN YERLER


TAÇ MAHAL
Tac Mahal,Babür İmparatorunu 6. hükümdarı Şah Cihan (Şah-ı Cihan:Dünyanın Şahı) (1593-1666) tarafından, o zamanki imparatorluğun başkenti olan Hindistan'ın Agra şehrinde, Jumna (Yamuna) Nehri'nin kıyısında yaptırılmıştır.
Bir isyanı bastırmak için ordularıyla Burhanpur'a giden Şah Cihan'a, dokuz aylık hamile olmasına rağmen her zamanki gibi eşi Mümtaz Mahal(Ercümend Banu Begüm) de eşlik etmişti. Mümtaz Mahal, 14. çocuklarını doğururken öldü.(1631).Şah Cihan, eşinin ölümünden sonra 2 yıl yas tuttu. Artık devlet işlerine ilgisini kaybeden hükümdar, teselliyi sanat ve mimaride buldu. Eşinin ölümünün ertesi yılı 1632'de Tac Mahal'in temeli atıldı.
Efsaneye göre yapımı bittikten sonra, türbe işçilerinin kolları aynı yapıttan bir tane daha yapılmaması için kesilmiştir. Bugün Hindistan'ın en fazla turist çeken bölgesi. Ancak çevresinde oluşan çarpık yapılaşma, bu tarihi yapıtın geleceğini tehdit ediyor. Bulunduğu şehrin birçok noktasından açıkça görülebilen Tac Mahal, Türk-İslam Mimarisi'nin en önemli yapıtları arasında yer almaktadır.
Dünyada aşk için dikilmiş en büyük ve en güzel anıt olarak kabul edilen bu türbe,Şah Cihan'ın büyük bir aşkla sevdiği eşi Ercümend Banu Begüm'ün doğum sırasında ölümü üzerine, onun anısına yaptırılmıştır (çocuk doğururken ölen kadınların kutsal olduğuna inanılır).1632'de inşasına başlanan eser, 20 yıl sonra 1652'de tamamlanmıştır.
Tac Mahal'in yapımında parlak, ince mavi damarları olan beyaz mermer kullanılmıştır. Aynı mermerden yapılan ve yerden yüksekliği 82 metre olan kubbe,  1648 yılında tamamlanmıştır. Kubbe üzerinde altınlı bir alem vardır. Türbenin beyaz mermerden 4 minaresi vardır. Anıtın dört yanına Hattat Serdar Efendi tarafından Yasin suresinin tamamı yazılmıştır.
Mümtaz Mahal ve Şah Cihan'ın sandukaları üst katta, kubbenin altındadır. Sandukaların bulunduğu yerdeki kubbede insan ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak şekilde bir akustiğe sahiptir. Şah'ın ve eşinin asıl lahitleri ise, en alt katta bulunmaktadır.
Tac Mahal'in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır.
Romantik görünüşü ile herkesi büyüleyen, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olan Tac Mahal, mehtaplı gecelerde bile aydan daha parlak görünür.
Tac Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO'nun Dünya Miras listesinde yer almaktadır.Efsaneye göre kubbeyi desteklemek için yapılan iskele, kubbeden daha fazla masraf ve iş gücü gerektirmişti. İnşaatın bitimine yakın Şah Cihan'a iskeleyi sökmenin 5 yıl alacağı bilgisi verilmesi üzerine Şah Cihan, herkesin söktüğü tuğlanın kendisine kalacağı şeklinde bir emir yayınlamış ve iskele bir gecede sökülmüştü.
Tac Mahal gün içinde farklı renklere bürünür. Gün doğumuyla birlikte pembemsi ve en güzel rengini gösteren Tac Mahal kısa bir süre sonra beyaz görünümüne döner. Ayışığıyla beraber de altınımsı bir renk alır. Efsaneler bu eşsiz özelliğin kadınların, özellikle de Mümtaz Mahal’in his değişikliklerini yansıttığını söyler.
Tac Mahal, 1983’ten bu yana UNESCO'nun Dünya Miras listesinde yer almaktadır.







DELHİ’NİN SEMBOL KULESİ: KUTUP MİNAR

1192’de Hindistan tarihiyle ilgili çok önemli bir olay olur. Afganistan’dan gelen Gurlu Muhammed’in ordusu, kabiliyetli bir kölemen asker olan Kutbettin Aybeg komutasında Çavhan hanedanlığı  ve Delhi ‘nin son Hindu Rajası Prithviraj’ı yener. Bundan sonra Delhi hep Müslüman idarecilerin yönetiminde kalacaktır. Bu önemli olayın anısına komutan Kutbettin Aybeg, aslen minare işlevi görecek, aynı zamanda zaferinin nişanesi olacak bir kule diktirir. Bu kule bugün banisinin ismine izafeten ‘Kutup Minar’ olarak  anılıyor.
Kutup Minar Tomar ve Çavhanlar’ın başkenti olan Dhillika’da (Delhi) bulunan Kırmızı kale’nın yıkıntılarının üzerine dikilmiştir. Her ne kadar bunun zafer kulesi olduğunu iddia edenler olsa da yapı olarak minare biçimindedir ve minarelerde olduğu gibi şerefelere açılan kapılar kıble yönündedir ve kıbleyi gösterir. Zaten yanındaki yapının ismi de ‘Kuvvet-ül İslam Mescidi’dir. Savunma amaçlı bir kule olduğunu iddia edenler bile çıkmıştır.  Ancak bunun gerçekle yakından uzaktan ilgisi yoktur ve sadece bir söylentiden ibarettir.
Minare dünyanın tuğladan yapılmış en yüksek kulesi ünvanını koruyor. Yapımı 193 yılda tamamlanan minare 1193’te Kutbettin Aybeg zamanında yapımına başlanmış ve 1386’da Firuz Şah Tuğlak zamanında tamamlanmıştır.  Hint-İslam mimarisinin ilk ve en önemli yapıtlarından biridir. 1347’de Delhi’yi ziyaret eden İbn Batuda minare ve mescidinden sitayişle bahseder.
72.5 metre yüksekliğindeki minareye 381 merdiven basamağıyla çıkılabilmektedir. Taban çapı 14.3, tepesi ise 2.75 metre olan minarenin dış yüzü o yıllara ait çok güzel çiçek, yaprak ve hat süslemelerle bezelidir. Minarenin Gurlu Muhammed’in ülkesi Afganistan’daki ‘Cam Minare’den esinlenerek yapıldığı bilinmektedir. Cam Minare’den daha büyük, daha yüksek ve güzeldir.
Minare 1981’e kadar bütün ziyaretçilere açıktı. Bir ziyaretçinin birinci katta geçirdiği kaza sonucu minarenin içi ziyarete kapandı. UNESCO’nun dünya miras sitelerinden biri olan Kutup Minare bugün Delhi Şehrinin sembollerinden biridir.




LOTUS TAPINAĞI
Çamurun içinde yetişmesine rağmen tertemiz yapraklarıyla botanik dünyasının nazik çiçeği olarak bilinen Lotus (nilüfer), Hindistan Botanik Tarihi'nin en değerli bitkilerinden biri. Güney Asya kıtasında bu denli önemli olan Lotus çiçeği, 1986 senesinde yapılan Lotus Tapınağı'na (Lotus Temple) ilham kaynağı oldu.
Hindistan'ın en büyük şehri olan Yeni Delhi'de yer alan Lotus Tapınağı, yedi kıtada birer adet bulunan Bahai Tapınakları'ndan biridir. Tüm dinlerin bir Tanrı'ya çıktığına inanan Bahailik inancı gereği her dinden insanın gelip ibadet edebildiği Lotus Tapınağı, 1300 kişilik kapasitesiyle 2002'ye kadar 50 milyon ziyaretçiye ev sahipliği yaptı.
Etrafı yeşillik ve göletlerle kaplı 34 metre 27 cm uzunluğundaki beyaz mermerden yapılan tapınağı Mimar Fariborz Sahba, 1976 yılında tasarlamaya başladı. 27 yapraklı Lotus çiçeği olarak 13 Kasım 1986'da tamamlanan mimari, 24 Aralık 1986'da ziyaretçilere açıldı.




GİRİŞ KAPISI

Mumbai, Hindistan’ın en büyük şehirlerinden, nüfusu açısından da dünyanın ilk 10 şehrinden biridir. Yıllardan beri Bombay diye tanınan bu metropolün ismi 6 yıl kadar önce Mumbai olarak değiştirildi. O tarihte iktidarda bulunan Hint Milliyetçi eğilimli Bharatiya Janata Partisi (BJP), İngiliz döneminden kaldığını iddia ettiği bir çok şehir ismini eski -Hindi- isimlerle değiştirdi.
Uluslararası kataloglara girmiş olan bir metropolün ismini değiştirmesi gerçekten de önemli zorluklar yaşattı. Biz de sitemizde bundan sonra Mumbai ismini kullanacağız. Bombay ismi Portekizce’de Güzel Körfez anlamına gelen “Bom-Baia”dan gelmekteydi.






HARMANDİR SAHİB

Harmandir Sahib yani Altın Tapınak  veya Darbar Sahib Hindistan'ın Amritsar şehrinde bulunan Sih tapınağıdır. Halk arasında Altın Tapınak (veya Altın Tapınak) ya da Tanrı'nın Tapınağı olarak anılan tapınak Sih inancındaki en önemli ibadethane olduğu gibi, Sih gurudwaralarında en eskilerinden biridir. Dördüncü Sih gurusu  Guru Ram Si Ji tapınağı tasarlayan kişi olduğu gibi Amitsar (o dönemki adıylaRamdaspur) şehrinin de kurucusu ve planlayıcısıdır. Gerek bu sebeple gerekse Tapınağın şehirde bulunması sebebiyle, şehre sıklıkla Guru Di Nagri yani "Guru Şehri" (veya "Guru'nun Şehri") denir.
Özgün tapınak 1574 yılında yapılmış, Babür imparatoru Ekber Şah'ın araziyi üçüncü Guru, Guru Amar Das'ın kızına evlilik hediyesi olarak vermiştir. 
Harmandir Sahib tek bir tapınaktan öte büyük bir kompleksi kapsar; kompleksin ortasında ise tapınak bulunur. Tapınağı çevreleyen sunî bir göl bulunmaktadır ki bu gölün ismi AmritSar yani "Kutsal Su Gölü" veya "Ölümsüzlük Pınarı Havuzu"dur. Tapınağa dört yandan girişler bulunmaktadır ki bu hoşgörü ve açıklığın önemini simgeler. Tapınak kompleksinin içinde geçmiş Sih Gurularına, Azizlerine ve şehitlerine ait birçok türbe bulunmaktadır. Her biri tarihî bir olay veya Sih aziziyle ilişkilendirilmiş üç kutsal ağaç bulunmaktadır.




GANJ NEHRİ
Hinduzm inancında ne olursa olsun Ganj Nehri'nin kirlenemeyeceği inancı vardır. Bu nedenle yıllarca kirlilik için önlem alınmamış, birçok kanalizasyon hattı ve fabrika atıkları nehre boşaltılmıştır. Aşırı kirlilik yaratan deri sanayii ile birlikte nehre her gün tahminen 1 milyar litre lâğım akmaktadır. Ayrıca hindular hamile iken ölen bayanları ve çocukların cesetlerini ganj nehrine atarlar, Ganj nehrinde çok sayıda cesetin kıyıya vurup kuşlar tarafından parçalanarak yendiğini görebilirsiniz. Hindular bunun kutsal olduğunu düşünürler. Devlet şimdiden arıtma ve engellme çalışmaları için $33 Milyon dolar harcamışsa da bugün Ganj, dünyanın en kirli su kütlelerinden biridir. Fakat Hindular bunu kabul etmemekte ve her kutsal âyinde nehre girmeyi sürdürmektedir. Üstelik bu suda yıkanmanın yanı sıra içenler de olduğundan sarılık, tifo gibi pek çok hastalık kapılmaktadır. Aynı zamanda bu kirlilik uzun yıllardır nehir çevresinde yaşayan halk üzerinde alışa gelmedik bir etki yaratmıştır. Halk kutsal olduğuna inandığı nehir suyunu günlük işlerinde kullanmaktadır ve bu da nehirin barındırdığı hastalıklara karşı zamanla bağışıklık kazanmalarını sağlamıştır.Yerel halk bu yüzden nehirin suyunu şifalı kabul etmektedir.
Ganj Nehri, hinduzim inancına göre kutsaldır. Hindular nehri Tanrıça Ganga'nın kişileştirilmiş formu olarak kabul ederler ve bu nedenle insanlar nehre taparlar. İnançlara göre belirli günlerde nehirde yıkanmak günahların affedilmesi ve tövbelerin kabul görmesini sağlar. Hinduzimdeki ölü yakma geleneği nedeni ile birçok insan Hindistan gibi büyük bir ülkede binlerce kilometre yol katederek yakınlarının küllerini bu nehre serperler.
Hindu inançlarına göre nehrin suyuda kutsaldır ve insanlar için kurtuluş yoludur. İnanışa göre bu sudan bir yudum bile içmeden ölmek tamamlanmamış bir hayattır. Bunun ile birlikte ölüm döşeğinde bir hastaya son nefesinde nehrin suyundan içirmek cennete gitmesinin garanitisidir. Bu nedenle birçok Hindu evinde ağzı kapalı kaplarda, gerekli zamanlarda kullanmak için sular bulundurur. Nehrin çevresinde Ganj Suyu satan birçok satıcı vardır.
Hinduzim'deki birçok dinî gün ve festival Ganj'ın kıyılarında kutlanır, dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan'da yapılan bu tür kutlamalara milyonlarca insan katılır. Bugüne dek dünya üzerinde toplanmış en büyük kalabalık 70,000,000 kişi ile Ganj Nehri kıyısında, Prayaga'da toplanmıştır.


JAMA CAMİİ
Tam adı Masjid-i Jahān-Numā, bilinen adıyla Jama Camiidir. (Cuma günleri cemaatin kalabalık olması sebebiyle “cemaat camii” ve “jama camii” adıyla anılmaya başlamıştır.) Eski Delhi'nin başlıca en büyük camiidir.
Hindistan’ın Beşinci Babür İmparatoru’u Şah Cihan tarafından yaptırılmış. Bu muhteşem caminin yapımına 1650 yılında başlanılmış ve 1656 yılında tamamlanmıştır.
Şehrin en işlek pazarlarından “Çavri Pazarı” Yolunun başlangıcında bulunur. Caminin bahçesinde 25.000 Müslüman aynı anda saf tutabilir. Cami de geyik derisine yazılmış antik değeri olan bir Kur’an-ı Kerim ve birkaç kutsal emanet bulunmaktadır.
Heybetli camii inşaatı 19 Ekim Cuma, 1650 (16 Şevval 1060) günü başlamış ve 6.000’den fazla kişinin çalışması ile yaklaşık 6 yılda tamamlanmıştır. O zaman yapım bedeli 10 lakh (1 milyon) Rupi’dir. Jama Mescidi kırmızı kumtaşı ve mermer şeritlerden yapılmış 3 büyük kapısı, 4 kulesi ve 40 metre yüksekliğinde 2 minaresi bulunmaktadır.





         GOLKONDO
·        
     Bölgenin büyük şehri Haydarabad'a 8 kilometre mesafede kurulmuştur. 1512-1687 arası Güney Hindistan'da hüküm süren Türk soylu ve Hint kültürlü Kutbşahlar Devleti'nin 1590 yılına kadarki başkenti olmuş, 1687'de Babür İmparatorluğuna'na katılmıştır.   
         16. yüzyılın başlarında Krişna Vadisi'nde zengin elmas madenlerinin bulunmasıyla Golkonda, bir dönem dünya elmas ticaretinin en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir.





KONARK GÜNEŞ TAPINAĞI
          
Hindistan'da yedi Sun Tapınaklar, Konark Güneş Tapınağı, tüm bunların arasında en belirgin olduğu. Hindistan'ın doğusundaki Orissa eyaletinde yer alan, Konark Güneş Tapınağı, Hindistan'ın en eski tapınaklarından biri ve Orissan mimarisi konusunda canlı bir örnektir. 13. yüzyıla kadar uzanır ve Müslüman işgalciler üzerinde zafer işareti olarak Kral Narasimhadeva tarafından inşa edilmiştir. Konark Güneş Tapınağı, Güneş Tanrısı adanmış olup, aynı zamanda "Siyah Pagoda" olarak bilinir. Puri Orissa kutsal şehir merkezine 35 kilometre uzaklıkta yer alan, Konark Güneş Tapınağı, herhangi bir doğu Hindistan turnesi sırasında görmek gerekir.

Konark Güneş Tapınağı, iki kelime bir arada adını kaynaklanmaktadır. "Kon" köşe anlamına gelir ve "Ark," birlikte "Köşe Güneş" anlamına gelir güneş, anlamına gelir. Konark Güneş Tapınağı, oniki dev tekerlekler (yılda bir ay temsil eden) yedi atları (sadece biridir bozulmadan) tarafından tahrik bir gök arabanın bütün yapısı bu. Kral Narasimhadeva Konark Güneş Tapınağı, nehir Chandrabhanga kıyısında inşa etmişti. Çağlar boyunca, nehir kurudu ve deniz Tapınağın kendini uzak olsa bile, hala kükreyen dalgalar ve tapınak kalıntıları güneşin büyüleyici güzelliği duyabiliyorum.

Efsanelere göre, Kral Narasimhadeva Ben oldukça ayrı güzelliği ve seyir kolaylığı, onun kutsallığı nedeniyle bu yeri seçti. Samba, Lord Krishna oğlu, cüzzam, ilahi hikmet sahibi Narada tarafından kendisine dayatılan acı çektim. On iki yıl için, Samba Güneş Tanrısı ibadet, ve sonunda Allah onu, hem de elinde bir lotus ile ayakta Surya bir put şeklinde karşısına çıktı. Samba, onun ashramında tapınak idol yüklü ve hastalığın tedavi edildi.

Konark Güneş Tapınağı, bugün harabe halinde, onun bir zamanlar muhteşem mimarisi hakkında cesurca konuşuyor rağmen. Arkeoloji isteyenler eşsiz sanatsal taşlar üzerinde oymalar hikayeler kolayca alabilirsiniz. Her taş, geçmiş dönemin görkemini anlatacak bir hikayesi vardır. Ortaçağ döneminde bu muhteşem şaheser oluşturmak için, on iki yıl ve 12.000 zanaatkarlar sürmüştür. Kalıntılar arasında, tapınak kompleksi oluşturan üç ana bölümden anlamaya: ilah ibadet edilen ana tapınak, adanmışların tanrının bir bakış almak için bir araya toplanması salonu ve devdasis yapılan dans salonu pujas sırasında. Konark Güneş Tapınağı sadece görünen yapılar tapınak giriş ve dans salonu. Ancak, tapınak kompleksi ihtişamı eşsiz kalır.

Tapınak duvarlarında oyma, Hindu mitolojisinde ve esnaf fikirler bir temsili. Sabah güneşi olarak Brahma (yaratan), öğle güneş gibi Mahashwara (destroyer), Vişnu (koruyandır): tapınağın içinde gün boyunca güneş ışınlarını yakalamak için, Güneş Tanrısı üç fotoğraf şeklinde tasvir edilmiştir Akşam güneşi gibi. Duvarlar da sosyalleşme çeşitli pozlar, müzisyenler, savaşçılar, erkekler ve kadınlar dans eden kadınlar çok güzel oymalar ile süslenmiş olurdu, hayvanlar ve çeşitli şekillerde olmayan insanlar görüntüler. Konark Temple, aynı zamanda görkemli erotik oymalar bilinir. Esnaf hayal insan anatomisinin daha fazla bilgi anlamına erotik görüntüleri fantastik oymalar için alkışlanması gerektiğini. Tüm görüntüler ifadeleri ve jestler nasıl çalıştığını inceden yapıldığını gösteren tanımladınız.





KONAKLANACAK YERLER


Açıkçası Hindistan 'da kalınacak yer sıkıntı değildir.lüks otellerden tutun küçük pansiyonlara kadar her şey mevcuttur.Kendi bütçenize uygun yerleri kolaylıkla bulabilirsiniz.Hatta paranız yoksa ve çılgınsanız hint fakirleri gibi sokakta kalabilirsiniz.Tercih sizin...

 Eğer ben kon forumdan ödün veremem rahatıma düşkünüm diyorsanız işte sizin için bazı oteller.

http://www.tripadvisor.com.tr/Hotel_Review-g304551-d578527-Reviews-Shangri_La_s_Eros_Hotel-New_Delhi_National_Capital_Territory_of_Delhi.html
 http://www.tripadvisor.com.tr/Hotel_Review-g304551-d301472-Reviews-The_Imperial_Hotel-New_Delhi_National_Capital_Territory_of_Delhi.html

Eğer ailecek gidicem aile ortamına da uygun bir hotel olsun diyorsanız.

http://www.tripadvisor.com.tr/Hotels-g293860-India-Hotels.html

HİNDİSTAN'A ÖZGÜ YEMEKLER

BİRYANİ PİLAVI

Biryani pilavı kuzu etinden yapılır.Pilav çeşitli baharatlarla marine edilmiştir.





TANDOORİ


Ülkenin spesiyal lezzetlerinden biri de Tandoori. Tandoori'nin pisirildigi 'Tandoor', içi yüksek isili kömürle dolu, duvarlari çamurla sivanmis basit bir Hint firinidir. Bu tür yemekler sunan lokantalarin camla çevrili özel bölümlerinde Tandoori sefleri basit bir ****l çubuk yardimiyla terbiye edilmis bütün tavuk ve kuzu parçalarini pisirirler. Firinin özelliginden dolayi kisa sürede pisirilen yemek Hint mutfaginin geleneksel tadidir. Yag katilmayan Tandoori etleri geleneksel olarak yogurtla ikram edilir.





Hint mutfagina özgü tatlilar genelde yagli ve yagsiz süt, lor peyniri ve suruptan yapilir. Batili damak tadina asiri tatli gelen Hint tatlilari ve sekerlemeleri, asil bu özellikleri nedeniyle agir bir Hint yemeginden sonra sindirimi kolaylastirmak amaciyla tercih edilir.






Hindistan'a özgü alkolsüz içkilerin basinda ülke çapinda sevilen Nimbu-pani gelir. Nimbu-pani, sekerli veya tuzlu su ya da sodayla karistirilmis eksi limon suyudur. Hint yemeklerinin yaninda sIk rastlanilan bir baska içecek, kuvvetlice çirpilmis yogurt ve sudan yapilan bir çesit ayran olan Lassi'dir. Tropikal bir meyve veya palmiye agacindan yapilan mayali bir içki olan Feni'nin güçlü etkisi her içende farkli bir reaksiyon yaratabilir. Ülkede çayin özel bir yeri var. Ancak Hindistan insani klasik çayi, baharat, süt gibi malzemelerle tatlandirmayi seviyor. Ayni durum kahve için de geçerli.




*Kurubaklagil, gram masala, ghee ve hamur isleri en çok kullanilan malzemelerdir.
*Kurutulmus meyvalar, findik, limon, gül kokulu kremalar ve soslar kullanilmaktadir.
*Aci-tatli ve eksi en belirgin olan tatlardir.
*“Paratha” ve “Chapati” en çok kullanilan hamur çesitleridir (ekmek)
*“Naan” Kuzey Hindistan’da yapilan Tandoori firinlarinda pisirilen yemek çesitleridir.
*Güney Hindistan’da Pancake “Thosai” olarak adlandirilir. Tatli ve tuzlu sos kullanilir.
*“Deepavali” ve “Diwali” Kuzey Hindistan’da kutlanan en önemli festivallerdir.
Her iki festivalde de geleneksel olarak önceden körili sebze yemekleri pisirilir.
Ayni gün ise et, tavuk ve tatlilar hazirlanir.
*Yemeklerde ve tatlilarda Hindistan Cevizi sütü ve gül suyu sIklikla kullanilir 

HİNDİSTAN'DAN NELER ALINIR?




Ülkede el ürünleri yüksek kalitede üretilmektedir.bunların başında ise mücevher,parfüm, ipek ürünler,ahşap oymalar,bronz işlemeler sayılabilir. En çok alınan ise hint kıyafetleridir.Fakat alışveriş yaparken bilmemiz gereken tek şey mutlaka pazarlık yapmaktır.

KAYNAKÇA

http://www.tripadvisor.com.tr/
http://www.seyahatname.net/hindistan/Gezi/tabid/1325/language/en-US/Default.aspx
http://kesfetsene.com/hindistanda-gezilecek-yerler/
http://www.hindistangezi.com/?sayfa=mumbai

16 Şubat 2015 Pazartesi

ADAM OLMAK

Tezatlarla kurulmuş bir ülkede yaşayan çocuklar, gençler, yaşlılarız…
Neden mi öyle dedim?
Cennet hem annelerin ayağının altında deyip hem de sus otur elinin hamuruyla bilmediğin işe karışma diyen başka bir toplum var mı?
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar deyip, birine kızıldığında direk anasına küfür savuran kim vardır ki…
Bir muhabbette biri işine gelmedi mi konuyu değiştirmeye çalıştığında karı gibi kıvırma, adam gibi konuş, adam ol erkek ol diyen!
Adamlık nedir peki soruyorum nedir.
Seni kızdırdı istediğin şeyi yapmadığı, çarşıda senden habersiz gezdiği , güzel yemek yapamadığı için karısını kızını dövmek mi?
Adamlık…
Mini etek giyen kızlara laf atmak, üniversitede okuyan kızlara o yolun yolcusu gözüyle bakmak mı?
Adamlık…
Sadece özel ders verip para kazanmak isteyen birini rahatsız edip, ters cevap alınca numarayı porno sitelerine vermek mi?
Adamlık…
Bir genç kızın yolda biber gazı taşıyamadan yürüyememesi mi?
 Adamlık…
Yirmi yaşında bir üniversiteli genç kızın bir şoför tarafından tecavüz edilip öldürülmesi mi?
Peki böyle bir sorun neden var sizce cezaların caydırıcı olmamasından mı?
Bence alakası bile yok idam cezası geldiğinde sorunlar ortadan kalkacak mı o zaman yani başımızdaki ülkelerde savaşın olmaması herkesin mutlu mesut bir şekilde yaşaması gerekirdi.
Sorun aslına bakarsak eğitimde, bu aleni bir şekilde ortada.
Sen çocuğa küçüklüğünde benim oğlum büyüdüğünde çok kızın canını yakacak amcası dersen, erkek çocuktur yapar dersen, olacağı o zaten.
Bre insan evladı hiç mi aklına gelmez seninde karın var annen var kız kardeşin kızın var. Aynısını başkasının oğlu gelip yaparsa ne yapacaksın acaba.

Yani bu kütük kafaların içi değişmeden istediğin kadar yürü, yazı paylaş, siyah giyin, idam getir hiçbir cacık olmaz.